AYM iptal etti, dernekler rahat nefes aldı: Kayyım yetkisine iptal

Anayasa Mahkemesi (AYM), İçişleri Bakanlığı’nın derneklerin faaliyetini durdurma ve yönetimini görevden alarak kayyım atama yetkisi veren kuralı “dernek kurma özgürlüğüne” aykırı bularak iptal etti. Yüksek Mahkeme, iptal ettiği düzenlemede, kayyımın ne kadar bir süreyle atanacağına yönelik hüküm bulunmamasını kararına gerekçe gösterdi. AYM, düzenlemedeki belirsizlik nedeniyle, hakkında ceza davası açılmayan dernek organı üyelerinin de görevden uzaklaştırılabildiğine dikkati çekerken, düzenlemenin soyut olduğunu ve “ölçüsüz bir sınırlamaya neden olduğunu” vurguladı. Kararı T24 değerlendiren avukat Kerem Dikmen de “AYM daha sınırlı bir alanda hareket etmiş ama neticede bu kuralın olduğu Dernekler Kanunu 30/A maddesi tümüyle iptal edildi. İçişleri Bakanlığı’nın ‘soruşturma aç’ dediği polislerin hazırladığı fezlekelerin otomatik ceza davasına dönüştüğü bir Türkiye’de, kovuşturma açılmasını sebep olarak gösterip derneklere kayyım atamak, İçişleri Bakanlığı’na dernekleri istediği gibi yönetme yetkisi vermekte. Bu anlamda olumlu bir karar” dedi.

Anayasa Mahkemesi, İçişleri Bakanlığı’na derneklerin organlarını geçici olarak görevden alma, faaliyetten alıkoyma ve yönetimine kayyım atama yetkisi veren kuralı iptal etti. İptal edilen kural, Dernekler Kanunu’nun 30/A maddesinde “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında yer alan suçlar” kapsamında düzenlemeler içeriyordu.

Düzenleme kapsamında Bakanlık, bir dernek organı veya üyelerine, dernek faaliyetleri kapsamında ceza davası açıldığında görevden alma ve kayyım atama gibi yetkiler veriyordu. Yüksek Mahkeme, “dernek kurma özgürlüğüne aykırı” olduğuna hükmederek kuralı tümüyle iptal etti. Karar, dokuz ay sonra yürürlüğe girecek. TBMM’nin bu sürede yeni bir düzenlemeye gitmesi gerekiyor.

İptal talebi: Amaç sivil toplumu kontrol altına almak

CHP, derneklere ilişkin düzenlenmeler içeren kuralın iptali için AYM’ye başvurdu. İptal başvurusunda, kanundaki kurallarla, örgütlenme özgürlüğünün gerekli ve ölçülü olmayacak şekilde sınırlandığı, dernek ve vakıfların anayasal ve uluslararası insan hakları standartlarına aykırı şekilde denetim altına alındığı ve kuralların amacının sivil toplumu kontrol altına almak olduğu iddia edildi. Başvuruda, denetim görev ve yetkisinin rastgele ve belirsiz bir biçimde genişletildiği, derneklerin idarenin keyfî müdahalelerine karşı korunmasız bırakıldığı da iddia edildi.

AYM: Süre sınırı yok, kural ölçüsüz bir sınırlamaya neden oluyor

Kuralı inceleyen AYM, düzenlemedeki belirsizliklere dikkat çekti. Yüksek Mahkeme, öncelikle, dernek faaliyetleri kapsamında hakkında ceza davası açılarak kovuşturma başlatılan kişi ve organların, sulh hukuk mahkemesi kararıyla geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırılmasının, suçla etkin şekilde mücadelede zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamadığını belirtti.

AYM, söz konusu düzenlemede, görevden uzaklaştırma tedbirinin ne kadar süre devam edeceğine ilişkin bir süre sınırının da olmadığına dikkat çekti. Ayrıca, düzenlemedeki belirsizlik sonucu, hakkında ceza davası açılmamış dernek organı üyelerinin de görevden uzaklaştırılabildiğini belirten AYM, “kuralın dernek kurma özgürlüğü yönünden orantısız, dolayısıyla ölçüsüz bir sınırlamaya neden olduğu” değerlendirmesinde bulundu.

“Davadaki koşullar değiştiğinde kararın nasıl uygulanacağı belirsiz”

Kişiye açılan dava sürerken kovuşturmadaki koşullar değiştiği takdirde, görevden alma kararının nasıl sürdürüleceğine dair de düzenlemede bir hüküm olmadığında dikkat çeken Yüksek Mahkeme, kayyım atamanın “başvurulabilecek son çare ve alınabilecek en hafif önlem olmadığına” vurgu yaptı.

“Atamaları dernek yapabilir, para cezası da masumiyet karinesinin ihlali”

Geçici olarak görevden uzaklaştırılan organların ve üyelerin yerine mahkeme kararıyla kayyım atamak yerine, derneklerin bizzat kendisinin atama yapabileceğine işaret eden AYM, “Atamanın nasıl yapılacağının her bir derneğin kendi tüzüğünde bizzat kendisi tarafından belirlenmesi, görevden alınan organların ve üyelerinin yerine doğrudan derneğin kendisi tarafından atama yapılması dernek kurma özgürlüğüne daha hafif müdahale oluşturan bir araçtır” değerlendirmesi yaptı. Kararda, kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadan tüzel kişi hakkında idari para cezası uygulanmasının gerçek kişilerin masumiyet karinesini ihlal ettiğine de dikkat çekildi.

İçişleri Bakanlığı’na derneklerin organlarını geçici olarak görevden alma, faaliyetten alıkoyma ve yönetimine kayyım atama yetkisi veren kuralın “dernek kurma özgürlüğüne aykırı” olduğuna hükmeden Yüksek Mahkeme, kuralın düzenlendiği Dernekler Kanunu 30/A maddesini iptal etti. Oybirliğiyle alınan karar, dokuz ay sonra yürürlüğe girecek.

Avukat Kerem Dikmen: AYM, biri hakkında ceza davası açıldı diye hepsinin görevden uzaklaştırılmasını hukuka aykırı bulmuş

“Dernekler Kanunun 30 A maddesini üç ayrı değerlendirme perspektifinden değerlendirmiş. Anayasa Mahkemesi, kayyım maddesiyle ilgili prensip olarak, kim tarafından kayyım ataması yapılabileceği, hangi sebeple yapılabileceğinin Dernekler Kanunda belirlenmiş olmasından hareketle kanunilik ölçütünün karşılandığını düşünüyor. Anayasa Mahkemesi iptal kararı vermiş, ‘dernekleşme özgürlüğüne müdahale olduğunu’ tespit etmiş fakat kanunilik ve meşru amaç kriterleri bakımından kanunun anayasa aykırı olmadığını kayda geçmiş. AYM’nin iptal gerekçesi şöyle: Birincisi görevden uzaklaştırma; yani kayyım dediğimiz, seçilerek dernek organına gelmiş kişilerin görevden hangi süre boyunca uzaklaştırılacağına ilişkin bir içerik yer almıyor kanunda. Bunun dışında, dernek organlarında hakkında ceza davası açılan kişilerin dışında kalan üyelerin de görevden uzaklaştırılabilmesi söz konusu.

Dolayasıyla AYM, örneğin 5 üyesi olan organdan biri hakkında ceza davası açıldı diye diğer dördünün görevden uzaklaştırılmasını hukuka aykırı bulmuş oldu. AYM, ‘İdari tedbir fakat yürütülen ceza yargılamasının idari tedbir üzerindeki etkisi ne olacak?’ diyor. Yani bir dava açıldıktan sonra kişi hakkında değişen koşullar kayyım atama yetkisini tekrar gözden geçirmeye sebep olacak mı? AYM, ‘kişinin ceza davasında yargılanması, kovuşturma açılması nedeniyle kayyım atanması için bir sebep ancak beraat kararı verilirse kayyım kararı ortadan kalacak mı; bunlarda belirsizlik var’ diyor. ‘Keza kişi hakkında yürütülen ceza davasında eğer farklı bir değerlendirme olursa yeniden gözden geçirmek gerekir ancak kanun buna imkan tanımıyor’ diyor. Görevden uzaklaştırma tedbirinin ne kadar süreyle devam edeceğine dair bir hüküm bulunmuyor oluşu, hakkında dava açılmamasına rağmen diğer organ üyesi kişilerin de görevden uzaklaştırılabildiği, ayrıca ceza davası açıldıktan sonra değişen şartlara göre kayyım kararının gözden geçirilmesini gerektiren düzenlemenin bulunmamasını ölçüsüz bir sınırlama olduğu değerlendirmesi yapmış.

“AYM daha sınırlı bir alanda hareket etmiş ama kural iptal edildi”

Aslında masumiyet karinesine de geniş bakılabilirdi, AYM daha sınırlı bir alanda hareket etmiş ama neticeye baktığımızda 30 A maddesi tümüyle iptal edildi. Bu madde, derneklerin boynuna boyunduruk geçirmek demekti. Özellikle yargı bağımsızlığının olmadığı, İçişleri Bakanlığı’nın ‘soruşturma aç’ dediği polislerin hazırladığı fezlekelerin otomatik ceza davasına dönüştüğü bir Türkiye’de, kovuşturma açılmasını sebep olarak gösterip derneklere kayyım atamak açıkça İçişleri Bakanlığı’na dernekleri istediği gibi yönetme yetkisi vermekte. Bu anlamda olumlu bir karar.

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir